
1.İç Cephe Çökerse Ülke Çöker
Efendiler, dedim, bu üç vasıta veya gücün (Millet, Meclis, Ordu) düşmana karşı oluşturduğu cepheler iki şekilde düşünülebilir. Kolay anlaşılması için şöyle diyeyim:
İç ve görünürdeki cephe… Asıl olan iç cephedir.
Bu cephe bütün memleketin, bütün milletin meydana getirdiği bir cephedir.
Görünürdeki cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, yenilenebilir. Fakat bu durum hiçbir zaman bir memleketi, bir milleti yok edemez. Önemli olan, memleketi temelinden yıkan, milleti esir ettiren iç cephenin çöküşüdür.
Bu gerçeği bizden çok daha iyi bilen düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için yüzyıllarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar. Bugüne kadar başarı sağlamışlardır.
Gerçekten, kaleyi içinden almak dışından zorlamaktan çok kolaydır. Bu maksadı gerçekleştirmek için içimize kadar sokulabilen bozguncu mikropların ve ajanların varlığını iddia etmek yerindedir. Meclisin zihniyeti, çalışmaları ve durumu düşmana ümit verici olmadıkça iç ve dış cephelerimizin yerinden oynamasına imkân ve ihtimal yoktur…
Mustafa Kemal Atatürk
Atatürk'ün ‘Aslolan iç cephedir. İç cephe çökerse ülke çöker' sözünden yola çıkarak, Türkiye'nin önde gelen aydınlarından 46 uzman konuyu çeşitli yönleriyle inceledi ve her yazarın kendi düşüncelerini özgürce kaleme aldığı bu kitabı hazırladı.
Murat Ağırel
Recai Aksu
Selçuk Alagöz
Yavuz Alogan
Prof. Dr. Osman Altuğ
Muammer Aydın
Av. Dr. Arslan Bulut
Av. Hüseyin Cimşit
Can Çobanoğlu
Prof. Dr. Barış Doster
Haluk Dural
Uğur Dündar
Prof. Dr. Aziz Ekşi
Av. Orhan Eraslan
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan
Mehmet Yüsran Erden
Prof. Dr. Osman Erk
E. Tüma. Türker Ertürk
E. Tuğg. Nejat Eslen
Prof. Dr. Şahin Filiz
Müjdat Gezen
E. Tüma. Cem Gürdeniz
Prof. Dr. Bülent Gülçubuk
Haluk Hepkon
Dr. Sedef Kabaş
Prof. Dr. Rıza Kanber
Bülent Kantarcı
Prof. Dr. Bülent Kaypak
Doç. Dr. Hasan Şahin Kızılcık
Hasan Tahsin Kocabaş
Dr. Deniz Levent Koç
Murat Muratoğlu
Prof. Dr. İbrahim Ortaş
Dr. Onur Öymen
Prof. Dr. Ümit Özdağ
E. Tümg. Dr. Tarık Özkut
Necdet Pamir
Dr. Adil Serdar Saçan
Fikri Sağlar
Prof. Dr. Ahmet Saltık
E. Tuğg. Dr. Haldun Solmaztürk
H. Ufuk Söylemez
Salim Şen
M. Galip Tekiner
Prof. Dr. Tolga Yarman
E. Tümg. Ahmet Yavuz
2.Yeni Dünya Düzeninde Nasıl Bir Türkiye?
Türkiye'nin konusunda uzman, önde gelen isimleri; Fazıl Altay, E. Korg. Nazım Altıntaş, Haluk Dural, Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, E. Tuğg. Nejat Eslen, E. Tüma. Cem Gürdeniz, Prof. Dr. Celalettin Sencer Imer, E. Tümg. Beyazıt Karataş, Hüsnü Mahalli, E. Tüma, Mustafa Özbey, E. Kora. Kadir Sağdıç, Rıfat Serdaroğlu, E. Tuğg. Haldun Solmaztürk, Prof. Dr. Tolga Yarman, Dr. Faruk A. Yarman “Yeni Dünya Düzeninde Nasıl Bir Türkiye?” sorusunu yanıtladı.
3.Amerika'nın Gölgesinde
Hayat oyununu egemenler yazar,
Egemenler yönetir,
Siyasetçiler oynar…
Halk figürandır…
Tanrı seyreder…
Sadece seyreder!..
Siz görürsünüz,
Duyarsınız ama bilmezsiniz.
4.İnan Kardeşim Kazanacağız!
"Değerli dostum Ataol Behramoğlu için "şiir yolculuğunun kaptanlığına soyunmuş şair" denir...
O, şairlerle, şiirlerle tüm insanlar arasında köprü olmuş, her insana şiiri anlatabilen büyük bir ustadır.
Ataol Ağabey, yaşadığımız salgın sürecinde "Korona günleri bize sağlığımız kadar, zamanın değerliliğini de bir kez daha kanıtladı…" diyerek çok yerinde bir tespitte bulundu.
18 Mart'tan şu satırları yazdığım güne kadar, Ege'deki bir sahil beldesinde, virüse yakalanmamak için gönüllü tecritteyim.
Kurallara uygun bir şekilde sağlığımı koruyup, yaşamımı sürdürmeye çalışırken, köşe yazılarımı da ihmal etmiyorum.
Neredeyse her gün yazıyorum.
İnsanoğlunun karşılaştığı en büyük felaketlerden biri olan Koronavirüs belası konusunda toplumu aydınlatıcı bilgileri paylaşmaya özen gösteriyorum.
Bu amaçla ülkemizin değerli bilim insanlarının görüşlerine de yer vermeye çalışıyorum.
Elinizdeki bu kitap, değerli kardeşim, meslektaşım Atilla Köprülüoğlu'nun günlerce uğraşıp bir araya getirdiği o yazılardan oluşuyor.
Bilge; "Hayatın amacı sadece mutlu olmak değildir. İşe yarar, onurlu ve merhametli olmaktır. Yaşadığın sürece bir fark yaratmaktır" der.
Virüs bir yandan ürkütürken, öte yandan da yaşamın, sevdiklerimizin, sevenlerimizin önemini çok daha iyi anlamamızı sağladı.
Yardımlaşmanın, dayanışmanın, birlik ve bütünlüğün de!..
Virüsle süren savaşımızda, Hipokrat yeminine sadık kalarak, canlarını hiçe sayıp, can kurtarmaya çalışan hekimlerimizin insanüstü gayretlerine hayran olduk.
Onlara gönüllerimizi açtık, kalplerimizin tüm ödüllerini verdik.
Bu yolda hayatlarından olan sağlık çalışanlarımıza aile bireylerimizden birini kaybetmiş gibi üzüldük…
Covid-19 kurbanı yurttaşlarımızın acısını acımız saydık…
En zor anlarımızda hep yanı başımızda gördüğümüz fedakar, fazilet sahibi eczacılarımızın ve cephenin ön saflarında yer alan diğer meslek grupları temsilcilerinin özverili çabalarını hafızalarımıza hiç silinmemek üzere kaydettik.
Sevgili okurlarım,
İnsan için en değerli şey; hayattır…
Çünkü bir kere verilir insana o hayat!
Hayat aynı zamanda bir görevdir.
"Sağlığımızı korumak, kendimize iyi bakmak, sevdiklerimizle birlikte sağlıklı ve onurlu bir şekilde yaşamak" şeklinde tanımlayabileceğimiz bir görev...
Bu küresel salgın, diğerleri gibi, günün birinde mutlaka sonlanacak.
İşte o gün gelinceye kadar kurallara uymayı, yani sosyal mesafeyi, maske takmayı ve kişisel hijyeni asla ihmal etmeyeceğiz.
Temkini elden bırakmayacağız.
Umudun; insana "en tatlı gelen ve hayata bağlayan şey" olduğunu, umutsuzluğun insana yakışmadığını unutmadan!.."
5.Sanık
Sanık: Emin Çölaşan
Suç: “Terör örgütüne (FETÖ) üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek!”
Hüküm: 3 yıl, 6 ay, 15 gün hapis.
Okuduğunuz hüküm politik bir parodinin abartılı senaryosu gibi görünse de maalesef Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri tarafından verilmiş bir karardır ve Türk hukuk tarihindeki en büyük kara lekelerden biridir.
Yazarımız Emin Çölaşan hakkında 2018 yılında FETÖ soruşturması açılmış ve bu soruşturma toplumun her kesiminden büyük bir tepki görmüştü.
İktidara yakın gazeteciler tarafından dahi eleştirilen bu soruşturma, ‘FETÖ davalarını sulandırmaktan başka bir işe yaramaz' denilerek eleştirilmişti. Zira bu soruşturmanın yalnızca, geçmişte Fetullahçı olarak bilinen, bugünün gazeteci görünümlü kriptoları tarafından alkışlanması da ‘sulandırma' teorisinin gerçekliğini ortaya koyuyordu.
Soruşturma açılmasına rağmen kimse bu iftiranın davaya dönüşeceğine ihtimal vermiyordu, fakat soruşturma davaya dönüştü.
Ve dava sonucunda yukarıdaki hüküm verildi.
Gerekçe ironi yapılarak yazılmış bir yazı ve vicdani gerekçelerle yayımlanmış bir mektup.
Emin Çölaşan'ın bir iki yazısından seçtikleri cümlelerle soruşturmayı açan da, yargıya taşıyan da, onun hakkında hüküm veren de ve bu hükmü alkışlayan da en az bizler kadar Emin Çölaşan'ın kim olduğunu ve gerçeğin ne olduğunu biliyorlardı.
Yazarımız Emin Çölaşan Türkiye'nin en karanlık yıllarında, bugün cemaatin tezgahladığı operasyonlar olduğu bilinen; Ergenekon, Balyoz, Oda TV kumpaslarına karşı yazdığı yüzlerce yazıyla bu kumpasların ve bu örgütün karşısında durmuştur.
Ona dokunanın yandığı, “Hoca Efendi” denilerek önünde el pençe divan durulup itibar gördüğü günlerde, Fetullah Gülen ve onun örgütü hakkında yazdığı yazılarla örgütün iç yüzünü ortaya koymuştur. Yazdığı yazılar nedeniyle Fetullah Gülen ve örgütü tarafından defalarca dava edilmiştir.
Emin Çölaşan'ın mücadelesi yalnızca bu örgütün iç yüzünü ortaya dökmekten ibaret değildi. Arkadaşlarının bile yüz çevirdiği onlarca kumpas mağdurunun mektuplarını köşe yazılarında yayımlıyor ve seslerini duyuruyordu.
Bugün bir mektubu bahane ederek karar verenler, o günlerde devleti ele geçirerek binlerce masumun hayatına mal olan terör örgütünün mağdur ettiği insanların sesi kimdi, görmezden geliyorlardı.
Bu kitap Türkiye'nin en karanlık kumpas yıllarında, FETÖ terör örgütünün en güçlü olduğu, kimsenin haklarında yazmaya cesaret edemediği yıllarda (2009-2013) Emin Çölaşan'ın Fetullah Gülen ve örgütü hakkında yazdığı yazıların yalnızca bir bölümünden ibarettir.
Bu kitap, kamuoyunun 15 Temmuz kalkışma girişimi sonrası öğrendiği birçok gerçeğin, aslında Emin Çölaşan tarafından yıllar önce yazıldığının kanıtıdır.
Bu kitap gelecek nesillere ihanetle savaşın nasıl yapıldığını gösteren, gücün karşısında boyun eğmeden gerçeklerin nasıl ortaya koyulduğunu anlatan ve Türkiye'nin karanlık yıllarında neler yaşandığını gösteren bir arşivdir.
Bu kitap geçmişini unutup FETÖ ile mücadelenin başta gelen isimlerinden Emin Çölaşan'a iftira atanların yüzüne tokat gibi vurulacak bir belgedir.
1.İç Cephe Çökerse Ülke Çöker
Efendiler, dedim, bu üç vasıta veya gücün (Millet, Meclis, Ordu) düşmana karşı oluşturduğu cepheler iki şekilde düşünülebilir. Kolay anlaşılması için şöyle diyeyim:
İç ve görünürdeki cephe… Asıl olan iç cephedir.
Bu cephe bütün memleketin, bütün milletin meydana getirdiği bir cephedir.
Görünürdeki cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, yenilenebilir. Fakat bu durum hiçbir zaman bir memleketi, bir milleti yok edemez. Önemli olan, memleketi temelinden yıkan, milleti esir ettiren iç cephenin çöküşüdür.
Bu gerçeği bizden çok daha iyi bilen düşmanlar, bu cephemizi yıkmak için yüzyıllarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar. Bugüne kadar başarı sağlamışlardır.
Gerçekten, kaleyi içinden almak dışından zorlamaktan çok kolaydır. Bu maksadı gerçekleştirmek için içimize kadar sokulabilen bozguncu mikropların ve ajanların varlığını iddia etmek yerindedir. Meclisin zihniyeti, çalışmaları ve durumu düşmana ümit verici olmadıkça iç ve dış cephelerimizin yerinden oynamasına imkân ve ihtimal yoktur…
Mustafa Kemal Atatürk
Atatürk'ün ‘Aslolan iç cephedir. İç cephe çökerse ülke çöker' sözünden yola çıkarak, Türkiye'nin önde gelen aydınlarından 46 uzman konuyu çeşitli yönleriyle inceledi ve her yazarın kendi düşüncelerini özgürce kaleme aldığı bu kitabı hazırladı.
Murat Ağırel
Recai Aksu
Selçuk Alagöz
Yavuz Alogan
Prof. Dr. Osman Altuğ
Muammer Aydın
Av. Dr. Arslan Bulut
Av. Hüseyin Cimşit
Can Çobanoğlu
Prof. Dr. Barış Doster
Haluk Dural
Uğur Dündar
Prof. Dr. Aziz Ekşi
Av. Orhan Eraslan
Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan
Mehmet Yüsran Erden
Prof. Dr. Osman Erk
E. Tüma. Türker Ertürk
E. Tuğg. Nejat Eslen
Prof. Dr. Şahin Filiz
Müjdat Gezen
E. Tüma. Cem Gürdeniz
Prof. Dr. Bülent Gülçubuk
Haluk Hepkon
Dr. Sedef Kabaş
Prof. Dr. Rıza Kanber
Bülent Kantarcı
Prof. Dr. Bülent Kaypak
Doç. Dr. Hasan Şahin Kızılcık
Hasan Tahsin Kocabaş
Dr. Deniz Levent Koç
Murat Muratoğlu
Prof. Dr. İbrahim Ortaş
Dr. Onur Öymen
Prof. Dr. Ümit Özdağ
E. Tümg. Dr. Tarık Özkut
Necdet Pamir
Dr. Adil Serdar Saçan
Fikri Sağlar
Prof. Dr. Ahmet Saltık
E. Tuğg. Dr. Haldun Solmaztürk
H. Ufuk Söylemez
Salim Şen
M. Galip Tekiner
Prof. Dr. Tolga Yarman
E. Tümg. Ahmet Yavuz
2.Yeni Dünya Düzeninde Nasıl Bir Türkiye?
Türkiye'nin konusunda uzman, önde gelen isimleri; Fazıl Altay, E. Korg. Nazım Altıntaş, Haluk Dural, Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, E. Tuğg. Nejat Eslen, E. Tüma. Cem Gürdeniz, Prof. Dr. Celalettin Sencer Imer, E. Tümg. Beyazıt Karataş, Hüsnü Mahalli, E. Tüma, Mustafa Özbey, E. Kora. Kadir Sağdıç, Rıfat Serdaroğlu, E. Tuğg. Haldun Solmaztürk, Prof. Dr. Tolga Yarman, Dr. Faruk A. Yarman “Yeni Dünya Düzeninde Nasıl Bir Türkiye?” sorusunu yanıtladı.
3.Amerika'nın Gölgesinde
Hayat oyununu egemenler yazar,
Egemenler yönetir,
Siyasetçiler oynar…
Halk figürandır…
Tanrı seyreder…
Sadece seyreder!..
Siz görürsünüz,
Duyarsınız ama bilmezsiniz.
4.İnan Kardeşim Kazanacağız!
"Değerli dostum Ataol Behramoğlu için "şiir yolculuğunun kaptanlığına soyunmuş şair" denir...
O, şairlerle, şiirlerle tüm insanlar arasında köprü olmuş, her insana şiiri anlatabilen büyük bir ustadır.
Ataol Ağabey, yaşadığımız salgın sürecinde "Korona günleri bize sağlığımız kadar, zamanın değerliliğini de bir kez daha kanıtladı…" diyerek çok yerinde bir tespitte bulundu.
18 Mart'tan şu satırları yazdığım güne kadar, Ege'deki bir sahil beldesinde, virüse yakalanmamak için gönüllü tecritteyim.
Kurallara uygun bir şekilde sağlığımı koruyup, yaşamımı sürdürmeye çalışırken, köşe yazılarımı da ihmal etmiyorum.
Neredeyse her gün yazıyorum.
İnsanoğlunun karşılaştığı en büyük felaketlerden biri olan Koronavirüs belası konusunda toplumu aydınlatıcı bilgileri paylaşmaya özen gösteriyorum.
Bu amaçla ülkemizin değerli bilim insanlarının görüşlerine de yer vermeye çalışıyorum.
Elinizdeki bu kitap, değerli kardeşim, meslektaşım Atilla Köprülüoğlu'nun günlerce uğraşıp bir araya getirdiği o yazılardan oluşuyor.
Bilge; "Hayatın amacı sadece mutlu olmak değildir. İşe yarar, onurlu ve merhametli olmaktır. Yaşadığın sürece bir fark yaratmaktır" der.
Virüs bir yandan ürkütürken, öte yandan da yaşamın, sevdiklerimizin, sevenlerimizin önemini çok daha iyi anlamamızı sağladı.
Yardımlaşmanın, dayanışmanın, birlik ve bütünlüğün de!..
Virüsle süren savaşımızda, Hipokrat yeminine sadık kalarak, canlarını hiçe sayıp, can kurtarmaya çalışan hekimlerimizin insanüstü gayretlerine hayran olduk.
Onlara gönüllerimizi açtık, kalplerimizin tüm ödüllerini verdik.
Bu yolda hayatlarından olan sağlık çalışanlarımıza aile bireylerimizden birini kaybetmiş gibi üzüldük…
Covid-19 kurbanı yurttaşlarımızın acısını acımız saydık…
En zor anlarımızda hep yanı başımızda gördüğümüz fedakar, fazilet sahibi eczacılarımızın ve cephenin ön saflarında yer alan diğer meslek grupları temsilcilerinin özverili çabalarını hafızalarımıza hiç silinmemek üzere kaydettik.
Sevgili okurlarım,
İnsan için en değerli şey; hayattır…
Çünkü bir kere verilir insana o hayat!
Hayat aynı zamanda bir görevdir.
"Sağlığımızı korumak, kendimize iyi bakmak, sevdiklerimizle birlikte sağlıklı ve onurlu bir şekilde yaşamak" şeklinde tanımlayabileceğimiz bir görev...
Bu küresel salgın, diğerleri gibi, günün birinde mutlaka sonlanacak.
İşte o gün gelinceye kadar kurallara uymayı, yani sosyal mesafeyi, maske takmayı ve kişisel hijyeni asla ihmal etmeyeceğiz.
Temkini elden bırakmayacağız.
Umudun; insana "en tatlı gelen ve hayata bağlayan şey" olduğunu, umutsuzluğun insana yakışmadığını unutmadan!.."
5.Sanık
Sanık: Emin Çölaşan
Suç: “Terör örgütüne (FETÖ) üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek!”
Hüküm: 3 yıl, 6 ay, 15 gün hapis.
Okuduğunuz hüküm politik bir parodinin abartılı senaryosu gibi görünse de maalesef Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri tarafından verilmiş bir karardır ve Türk hukuk tarihindeki en büyük kara lekelerden biridir.
Yazarımız Emin Çölaşan hakkında 2018 yılında FETÖ soruşturması açılmış ve bu soruşturma toplumun her kesiminden büyük bir tepki görmüştü.
İktidara yakın gazeteciler tarafından dahi eleştirilen bu soruşturma, ‘FETÖ davalarını sulandırmaktan başka bir işe yaramaz' denilerek eleştirilmişti. Zira bu soruşturmanın yalnızca, geçmişte Fetullahçı olarak bilinen, bugünün gazeteci görünümlü kriptoları tarafından alkışlanması da ‘sulandırma' teorisinin gerçekliğini ortaya koyuyordu.
Soruşturma açılmasına rağmen kimse bu iftiranın davaya dönüşeceğine ihtimal vermiyordu, fakat soruşturma davaya dönüştü.
Ve dava sonucunda yukarıdaki hüküm verildi.
Gerekçe ironi yapılarak yazılmış bir yazı ve vicdani gerekçelerle yayımlanmış bir mektup.
Emin Çölaşan'ın bir iki yazısından seçtikleri cümlelerle soruşturmayı açan da, yargıya taşıyan da, onun hakkında hüküm veren de ve bu hükmü alkışlayan da en az bizler kadar Emin Çölaşan'ın kim olduğunu ve gerçeğin ne olduğunu biliyorlardı.
Yazarımız Emin Çölaşan Türkiye'nin en karanlık yıllarında, bugün cemaatin tezgahladığı operasyonlar olduğu bilinen; Ergenekon, Balyoz, Oda TV kumpaslarına karşı yazdığı yüzlerce yazıyla bu kumpasların ve bu örgütün karşısında durmuştur.
Ona dokunanın yandığı, “Hoca Efendi” denilerek önünde el pençe divan durulup itibar gördüğü günlerde, Fetullah Gülen ve onun örgütü hakkında yazdığı yazılarla örgütün iç yüzünü ortaya koymuştur. Yazdığı yazılar nedeniyle Fetullah Gülen ve örgütü tarafından defalarca dava edilmiştir.
Emin Çölaşan'ın mücadelesi yalnızca bu örgütün iç yüzünü ortaya dökmekten ibaret değildi. Arkadaşlarının bile yüz çevirdiği onlarca kumpas mağdurunun mektuplarını köşe yazılarında yayımlıyor ve seslerini duyuruyordu.
Bugün bir mektubu bahane ederek karar verenler, o günlerde devleti ele geçirerek binlerce masumun hayatına mal olan terör örgütünün mağdur ettiği insanların sesi kimdi, görmezden geliyorlardı.
Bu kitap Türkiye'nin en karanlık kumpas yıllarında, FETÖ terör örgütünün en güçlü olduğu, kimsenin haklarında yazmaya cesaret edemediği yıllarda (2009-2013) Emin Çölaşan'ın Fetullah Gülen ve örgütü hakkında yazdığı yazıların yalnızca bir bölümünden ibarettir.
Bu kitap, kamuoyunun 15 Temmuz kalkışma girişimi sonrası öğrendiği birçok gerçeğin, aslında Emin Çölaşan tarafından yıllar önce yazıldığının kanıtıdır.
Bu kitap gelecek nesillere ihanetle savaşın nasıl yapıldığını gösteren, gücün karşısında boyun eğmeden gerçeklerin nasıl ortaya koyulduğunu anlatan ve Türkiye'nin karanlık yıllarında neler yaşandığını gösteren bir arşivdir.
Bu kitap geçmişini unutup FETÖ ile mücadelenin başta gelen isimlerinden Emin Çölaşan'a iftira atanların yüzüne tokat gibi vurulacak bir belgedir.
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 85,00 | 85,00 |
2 | 42,50 | 85,00 |
3 | 29,61 | 88,83 |
4 | 22,63 | 90,53 |
5 | 18,28 | 91,38 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 85,00 | 85,00 |
2 | 42,50 | 85,00 |
3 | 29,18 | 87,55 |
4 | 22,31 | 89,25 |
5 | 18,19 | 90,95 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 85,00 | 85,00 |
2 | 42,50 | 85,00 |
3 | 29,33 | 87,98 |
4 | 22,42 | 89,68 |
5 | 18,45 | 92,23 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 85,00 | 85,00 |
2 | 42,50 | 85,00 |
3 | 29,33 | 87,98 |
4 | 22,42 | 89,68 |
5 | 18,28 | 91,38 |
Taksit Sayısı | Taksit tutarı | Genel Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 85,00 | 85,00 |
2 | - | - |
3 | - | - |
4 | - | - |
5 | - | - |